Hak Ettiğiniz Yaşam Alanlarını, İnşa Ediyoruz

Tecrübeli Almanya ve Türkiye ofis organizasyon yapımızla tüm sürecinizi yönetecek, sizlere işlerinizi büyütmenin kolaylığı kalacak.

Hak Ettiğiniz Yaşam Alanlarını, İnşa Ediyoruz

Tecrübeli Almanya ve Türkiye ofis organizasyon yapımızla tüm sürecinizi yönetecek, sizlere işlerinizi büyütmenin kolaylığı kalacak.

Hakkımızda

Ced Yatırım ağırlıklı olarak Türkiye’de çeşitli sektörlerde yatırım yapmak amacı ile Bursa’da kurulmuş bir firmadır. Bugüne kadar çeşitli projelerin gayrimenkul geliştirilmesinde ve proje satışlarında danışmanlık yapmıştır. Bu projelerin arasında konut, otel, rezidans gibi çeşitli alanlarda gayrimenkul geliştirmesi ve satışında yer almaktadır.

Ced Yatırım, istenen projeleri ve proje bölgelerini analiz ederek piyasa beklentilerini tespit edip uygun konum ve yöntemlerle projenin sağlıklı bir şekilde üretilmesini ve satışını sağlar.

Devamını Oku

Grup Şirketlerimiz

CED Yatırım Grubu, bilişim, inşaat, gayrimenkul ve gıda sektörlerinde köklü bir şirket grubudur. Bilişimde yenilikçi çözümler sunarken, inşaatta kaliteli projeler geliştirmekteyiz. Gayrimenkulde yatırım fırsatları sunarken, gıda sektöründe sağlıklı ürünler üretiyoruz. Müşteri memnuniyeti odaklı çalışmalarımızla lider konumumuzu koruyoruz.

Globaldeki Yatırım Ajansınız CED YATIRIM

Global Piyasalarda Ki Fırsatlar Ülkesi Türkiye

Faaliyet alanlarımız da Türkiye'ye yapılacak yatırımları yöneten ve yönlendiren şirketlerden biridir.

Bizden Haberler

Türkiye’de Finans Sektörü

Finans sektörü, Türkiye’de 2000’li yılların başında yaşanan yerel ekonomik krizin ardından, uygulamaya alınan düzenleyici reformlar ve yapısal değişiklikler sayesinde, 2009 yılında baş gösteren ve sonrasında da devam eden küresel finansal krizi sırasında ne derece dirençli olduğunu kanıtlamıştır. Finans sektöründeki reformlar yatırımcı güvenini artırırken, sektör son 15 yılda 51 milyar ABD doları yatırım çekmiştir.   Finans sektöründe önemli bir ağırlığa sahip bankacılık hizmetleri, tüm finansal hizmetler içinde yaklaşık %70 paya sahipken, sigortacılık hizmetleri ve diğer finansal faaliyetler de önemli bir büyüme potansiyeli barındırmaktadır. Türkiye’de; 33 mevduat bankası, 13 kalkınma ve yatırım bankası, 5 katılım bankası olmak üzere toplam 51 adet banka faaliyet göstermektedir. Bu 51 bankanın 21’i yabancı sermayeye sahiptir (toplam varlıkların %30'u yabancı yatırımcılara aittir).   Türkiye sigorta sektörünün toplam büyüklüğü GSYH’nin %1,5’u kadardır ve emsal ülkelerle kıyaslandığında hala yüksek büyüme potansiyeli barındırmaktadır. Yeni sigorta şirketlerinin kurulması ve Türkiye pazarından pay almasıyla birlikte sigorta sektörü bu potansiyelini faaliyete geçirmektedir. Türkiye, finansal ürünler ve hizmetlere giderek daha çok ihtiyaç duyan genç ve dinamik nüfusunun da kısmen teşvik ettiği, güçlü bir ekonomik büyüme sergilemektedir.   Ülkenin sağlam ekonomisi, Türkiye finans sektörünü de olumlu yönde etkilemiştir. Son 15 yılda, Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılası yıllık ortalama %5,7 büyümüştür ve bu büyüme hızının devam etmesi beklenmektedir.   Türkiye'nin ekonomik büyümesi aynı zamanda, gelir artışı ve artan satın alma gücüne sahip bir orta sınıfın gelişmesini sağlamıştır.   Türkiye ekonomisi gelişirken, küresel ekonomiye entegre olmuş ve uluslararası işlem hacminde önemli bir artışa sahne olmuştur. Bu gelişmeler ayrıca ekonomik faaliyetleri teşvik etmiş ve böylece finansal faaliyetleri de geliştirmiştir.   Türkiye ayrıca cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023 yılı için bazı ekonomik hedefler belirlemiştir. Bu hedeflerden biri de İstanbul'u önemli bir finans merkezine dönüştürmektir. Türkiye'nin büyük ve genç nüfusu, nitelikli iş gücü ve jeo-stratejik konumuyla birlikte hızla gelişen pazarları, İstanbul'u uluslararası finans merkezi olarak ideal aday haline getirmektedir. Hükümetin İstanbul Finans Merkezi projesini başlatmasından bu yana İstanbul hızla ilerleme kaydetmiştir ve artık dünyanın gelişmekte olan finans merkezlerinden biri olarak göze çarpmaktadır.

Devamını Oku
Bireysel Emekliliğin Sağladığı Avantajlar Nelerdir?

Uzun yıllar boyunca, emek verip çalıştığınız ve çalışmalarınızın sonucunu alacağınız günler gelmeden önce geleceğinizi sigortalayın. Beklemek güzeldir, beklenen şey değerliyse. Gelecekte yapmayı planladığınız seyahatler, almayı hedeflediğiniz müstakil evler, toprakla haşır neşir olmayı planladığınız günler tüm hızıyla gelmeye devam ederken, kendinizi Bireysel Emeklilik sigorta sistemi ile garanti altına alın. Malum hayat şartlarında bitmek bilmeyen masraflar bu sayede gözünüzü korkutmaz, verdiğiniz emeklerin karşılığını muhakkak gelecekte de almış olursunuz. Bugünden yapmaya başlayacağınız küçük tutarlı yatırımları yarın için sigortalarken, gelecek nesillere ve sevdiklerinize bugünün yaşam şartları korunmuş bir geleceği garantilemiş olursunuz. Bir gönüllü katılım sigortası olan Bireysel Emeklilik sigorta sistemi kişiyi emekliliğe hazırlarken, finansal açıdan daha rahat etme imkânı da sunar. Bireysel Emeklilik Sigortası Faydaları Nelerdir? 21. yüzyılın hızlı tüketim toplumunda yer alan bireyler olarak, şimdiden geleceğe yönelik yatırım yapmamızı sağlıyor. Bu sayede paramıza tasarruf katarak sigortalamamıza imkân sağlıyor. Ayrıca emeklilik sürenizi doldurduktan sonra planlarınızı gerçekleştirmeniz için size toplu para dönüşü olarak imkân sağlıyor. Bunların yanında duymaya alışık olduğumuz devlet katkısı da var tabi. Bireysel Emeklilik ödemelerinde devlet ödemelerin üstüne %25 katkı payı ekliyor, yani yatırımlarınızı daha ilk günden %25 artmış olarak birikmeye başlıyor. Bireysel Emeklilik konusunda tereddüt edenler devlet katkısı sayesinde de birikimlerini güvence altına almış oluyor.   Neden Bireysel Emeklilik Tercih Etmelisiniz?   Herkesin yoğun iş hayatından ve hayat koşturmacasından sonra yaşamak istediği huzurlu ve rahat bir yaşam için planı vardır. Doğru ve erken yaşta yapılan birikimler sayesinde sağladığınız kazanç ile bütçenize uygun yatırım yapmaya bugün buradan başlayabilirsiniz. Emekli olmak için önemli olan şey yaptığınız ödemeler değil sistemde kaldığınız süredir. Giriş tarihinizden itibaren 10 yıl boyunca sistemde kalırsanız istediğiniz zaman emekli olabilirsiniz. Şirketlere göre farklılık gösteren başlangıç ödemeleri 100 veya 200 TL arası değişim göstermektedir, ancak ilk ödemeden sonra istenilen miktara göre ödeme düşürme olanağı mevcuttur.

Türkiye’de Gayrimenkul Sektörü

Avrupa'nın geleceği en parlak gayrimenkul pazarlarından biri olan Türkiye için emlak pazarlarında sıklıkla kullanılan “konum, konum, konum” deyişi ülke için oldukça uygun bir söylemdir. Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya'nın kesişim noktasındaki stratejik konumu ve 81 milyona yakın nüfusuyla Türkiye, güçlü inşaat sektörünü giderek büyüyen ticari ve sınai üretimiyle bir araya getirerek gayrimenkul geliştiricileri ve yatırımcıları için harika fırsatlar sunmaktadır.   Türkiye gayrimenkul sektörüne ait bazı önemli veriler ve rakamlar şu şekildedir: Gayrimenkul sektörü, son on yıl içinde GSYİH'nin yaklaşık %8,4'ünü oluşturmuştur. Yatırım tarafında ise toplam doğrudan yabancı yatırım (DYY) girişi 2017 yılında 10,8 milyar ABD doları olarak kaydedilirken, gayrimenkul ve inşaat sektörlerinin bu tutar içindeki payı 4,6 milyar ABD doları (%42,9) olmuştur. Özellikle İstanbul’a yönelik kentsel dönüşüm çalışmaları ve mega projeler yakın gelecekteki faaliyetlere yön vermektedir. Marmaray, Kanal İstanbul, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli, 3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli ve İstanbul'un 3. havalimanı şehirdeki mega projeler arasında sayılabilir. Kentsel Yenileme ve Dönüşüm girişimi 7,5 milyon konutu kapsayacaktır. 400 milyar ABD doları bütçesi olan bu girişime özel sektör büyük katkı sağlamaktadır. Knight Frank Küresel Konut Fiyatları Endeksi'ne göre Türkiye, yıllık fiyat artışı endeksinde 2017 yılının 3. çeyreğinde 56 lokasyon arasında 6. sırada yer almıştır. Türkiye, yıllık %11,1 artış gösteren fiyatlarıyla Avustralya, Letonya ve Hindistan'ı gerisinde bırakarak dünyanın en iyi performans sergileyen konut pazarlarından biri haline gelmiştir. Türkiye emlak pazarında satılan toplam konut sayısı 2017 yılında 1,4 milyon adede ulaşmıştır. 2012 yılında mütekabiliyet yasasının kaldırılması ile yabancılara gayrimenkul satışları da artmaya başlamıştır. Türkiye'de 2017 yılında bir önceki yıla göre %22,2 artışla yabancılara toplam 22.234 adet konut satılmıştır. Yabancılara konut satışında, İstanbul 2017 yılında gerçekleşen 8.182 satışla ilk sırada yer alırken, onu 4.707 satışla Antalya, 1.474 satışla Bursa ve 1.079 satışla Yalova izlemiştir. İstanbul'daki A sınıfı ofis stoku, 2017 yılı sonu itibarıyla 249 ofis binasında 5,3 milyon metrekareyi aşmıştır. Ofis pazarında 2010 ile 2017 yılları arasında brüt kiralanabilir alandaki yıllık ortalama artış yaklaşık %12 olmuştur. 1,2 milyon metrekarenin üzerinde ofis arzının inşaatı devam etmektedir ve 2020 yılı sonu itibarıyla toplam A sınıfı ofis arzının yaklaşık 7,1 milyon metrekare brüt kiralanabilir alana ulaşması beklenmektedir. Türkiye'de faal durumda olan 401 adet alışveriş merkezi bulunmaktadır; bu alışveriş merkezlerindeki toplam brüt kiralanabilir alan 12,2 milyon metrekaredir. İstanbul'daki 114 alışveriş merkezine ait 4,2 milyon metrekarelik toplam brüt kiralanabilir alan, Türkiye’deki toplam kiralanabilir alışveriş merkezi alanının %34’üne karşılık gelmektedir. İstanbul, JLL 2016 Sınır Ötesi Perakende Çekicilik Endeksi'ne göre Londra, Paris, Moskova, Milano ve Madrid'in ardından Avrupa'nın en cazip 6. pazardır. Son yıllardaki büyümeye rağmen Türkiye, kişi başına ortalama kiralanabilir alan toplamı bakımından hâlâ Avrupa ortalamasının gerisindedir. Bu da perakende alanında büyüme potansiyelinin devam ettiğine işaret etmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın verilerine göre 2016 yılı sonu itibarıyla Türkiye'de 3.641 adet derecelendirilmiş otel ve bu otellerde 426.981 adet oda yer almaktadır. Otel stokunun %42,7'sini 5 yıldızlı oteller oluştururken, 4 yıldızlı otellerin bu stok içindeki payı %24,8; 3 yıldızlı otellerin payı ise %12,6'dır.

Türkiye’de Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü

Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü, sürekli gelişen iş dünyasını ve toplumsal alanı doğrudan ya da dolaylı olarak etkilediğinden ekonominin vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Türkiye, bu sektörün gelecekteki rolünün günümüze kıyasla çok daha önemli olacağının farkındadır.   Günümüz ekonomik ve sosyal yaşamının en güncel ve hızlı çözümler ile gelişen teknolojiye her an erişebilmesi, bilgi ve iletişim sektörünün temelini oluşturmaktadır. Bu açıdan, Türkiye son yıllarda bilgi ve iletişim teknolojileri sektörüne olan ilgisini daha da artırmış ve gelecekte sektör üzerinde söz sahibi olmak için gerekli çalışmaları başlatmıştır.   Bu çalışmaların en belirgin göstergesi yatırımcılar için çıkarılan yeni teşvik ve Ar-Ge Kanunu’dur. Genç nüfusun artması ve online pazarın genişlemesiyle birlikte, cep telefonu abone sayısı 2016 yılında 75 milyona ulaşmıştır. Türkiye’de donanım, yazılım, bilgi iletişim ve telekomünikasyon hizmetlerine yönelik harcamaların 2018 yılına kadar 35 milyar ABD dolarına ulaşması beklenmektedir. Türkiye'de bilgi ve iletişim teknolojileri harcamalarının dünya ortalamasından daha hızlı büyümesi öngörülmektedir. Sektördeki büyük potansiyel ve geniş iç pazar göz önünde bulundurulduğunda, sektörün 2012-2017 döneminde yıllık ortalama %7,4 büyümesi beklenmektedir. Türkiye'deki hanehalkının %76,3’ünün internet erişimi bulunmaktadır. Türkiye'de internet kullanıcılarının oranı %61,2 civarındadır ve bu oranın 2018 yılında %65’in üzerine çıkacağı tahmin edilmektedir. Türkiye’nin, cumhuriyetin 100. yılının kutlanacağı 2023 yılına yönelik iddialı vizyonu gereği, bilgi ve iletişim teknolojileri sektörüne ilişkin yüksek hedefleri bulunmaktadır. Bu hedeflerden bazıları şunlardır: Geniş bant abone sayısının 30 milyona çıkarılması 14 milyon haneye 1.000 Mbps hızında internet bağlantısı sağlanması Sektörün GSYİH içindeki payının %2,9’dan %8’e çıkarılması E-dönüşüm alanında en büyük 10 ülkeden biri haline gelmek Nüfusun %80’ine bilgisayar kullanma becerisi kazandırılması Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde (TGB) faaliyet gösteren şirket sayısının 5.500’e; çalışan sayısının 65.000’e; ihracatın ise 10 milyar ABD dolarına yükseltilmesi Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü büyüklüğünün, her yıl yaklaşık %15 oranında bir büyüme ile 160 milyar ABD dolarına çıkarılması Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payının %1’den %3’e çıkarılması